2024/03/19 at 8:54 AM
Banner Top

SİHİRLİ KEDİ

(SUAVİ YARDIMOĞLU – DERLEDİ, YAZDI)

Ona “Sihirli Kedi” lakabını takmıştı, 0-0 biten Göztepe-Roma maçı sonrası ünlü İtalyan Teknik Direktör Herrera… Nasıl takmasın ki, o maçta yüzde yüzlük net 11 gol pozisyonunu kurtarmıştı, Efsane Takım’ın Efsane Kalecisi Ali Artuner… Herrera onu İtalya’ya götürmeyi çok istemişti. Ama gitmedi, o bir Göztepe sevdalısıydı, o kalesini en iyi koruyabileceği yerde kendi topraklarında olmak istiyordu.
Zira babasını bile bozuşmuştu kalecilik uğruna… Okuldan kaçarak ailesinden habersiz antrenmanlarda kalecinin arkasında durup kaçan top topluyordu. Hatta bir keresinde babası evden kaçıp maça gitmemesi için onu ayaklarından somyaya bağlamıştı. Adil Artuner gizli gizli ona yardım ederken, günlerce bahçede de saklamıştı. Babasını ikna edinceye dek.
Somyaya bağlandığı günün hayatının gurur meselesi yapan Artuner “Gururuma çok dokundu. Ağladım, ağladım. Kendi kendime büyük futbolcu olacağım diye yemin o gün yemin etmiştim” demişti.
5 Eylül 1944 tarihinde İzmir Güzelyalı’da doğan Ali Artuner, futbola Göztepe altyapısında başlar, 16 yaşındayken Genç Milli takıma seçilir. Ali Artuner, Namık Kemal Lisesi’nde sürdürdüğü okul hayatını futbol yüzünden bitirmek zorunda kalır. Adnan Suvari onu 17 yaşında ilk kez İstanbulspor’a karşı Göztepe A takımının kalesine geçirir. Geçiş o geçiş. Aralıksız 17 sene (4 sene altyapı 13 sene A takım) boyunca Göztepe kalesini korur, Artuner… 17 sene boyunca 2 Türkiye Kupası Şampiyonluğu, 1 Cumhurbaşkanlığı Kupası Şampiyonluğu yaşar, 31 kez A Milli, 16 kez Ümit Milli, 28 kez Ordu Milli toplam 75 kez Milli Takımımızın kalesini korur. 1967 yılında Dünya Ordulararası Futbol Şampiyonu olan Türkiye Ordu Milli Takımını kalesinde yine o vardır. Avrupa Kupaları’nda Çeyrek ve Yarı Final oynayan ilk Türk Takımı olan Göztepe’nin kalesi de kuşkusuz yine emin ellerde Ali Artuner’dedir.

Ali Artuner’in bilinen iki lakabından diğeri “Moskova Panteri” dir. 16 Ekim 1966 tarihinde Moskova’da ki 80.000 kişilik Lenin Stadında Göztepeli Fevzi Zemzem ve Altaylı Ayhan Elmastaşoğlu’nun attığı gollerle Türk Milli Takımı’nın futbol tarihimize armağan ettiği altın sayfa, tarihi 2-0’lık “Rusya Zaferi” nin altındaki en önemli imzalardan biri de onundur.

Adnan Süvari, bu maçtan dört gün önce İtalyan Sandro Puppo’nun yerine A Milli Takım Teknik Direktörü olmuştur. İzmir takımlarından üç futbolcuyu gözünü kırpmadan koyacak olan bir tek o vardır. O günlerde İstanbul hegemonyasını kırabilmek Ali için bile zordur.

 

Turgay Şeren sakatlanır ve maçın başında 17.dakika da oyundan çıkar. Bu sakatlık çok konuşulur ve Şeren’in Milli Takım kariyerinin de sonu olur. Rusya maçında Turgay’ın Ruslar’dan çekindiği için oyundan çıktığı iddia edilmiştir. Ne var ki o da oyundan çıktıktan sonra kale arkasına geçmiş ve kendisinden 12 yaş küçük meslektaşına moral vermiştir. Ali Artuner de aralarındaki müthiş rekabete karşın ona sarılak saygısını ve sevgisini göstermekten geri kalmamıştır.
Artuner o günler için “Rusya çok iyiydi. Turgay biraz çekindi. Maçın 5.dakikasında, sakatlandım diyerek oyunu bıraktı. Eğer, o çıkmasaydı 5-6 gol yerdik. Bunu herkes biliyor. O da çok iyi biliyordu. Ben o gün çok iyi oynadım. Maç sonunda Ruslar bile beni tebrik etti çünkü onları 20 yıl sonra yenen ilk takım biz olmuştuk” demişti.
Ali’nin iki lakabından biri de “Moskova Panteri” dir artık.
Ne var ki Moskova Panteri ve Sihirli Kedi bir jübile bile yapamadan futbolu Beşiktaş’ta bırakır: “1975 yılında iki ayağım birden menisküs olduğu jübile kararı aldım. Bu kararı almak benim için çok zordu. Jübileme Ajax takımını getiriyordum. Davetiyemi bile bastırmıştım. Yöneticiler yıllarca hizmet verdiğim kulübümle yapacağım jübilemden 250 bin lira istediler. Ben de kızdım. Tüm davetleri iptal ettim ve jübileden vazgeçtim. Jübile yapamamak beni çok üzmüştü. Ama elimden bir şey gelmemişti” diyordu.
Ali Artuner müthiş bir fiziğe ve esnekliğe sahipti. Elleri kartal pençesi gibi yüktü. Havada yaylanır, arkasına düşen topları bile o yayın üst noktasında kurtarmayı başarırdı. Artuner’in bir başka özelliği de Türkiye’nin en iyi el degajı yapan file bekçisi olmasıydı. İstediği zaman istediği futbolcuya orta sahayı geçen el degajlarıyla topu ulaştırmayı başarır. Oyunu kaleden kurar ve takımına kaleden gol fırsatı bile yaratırdı. Kendine çok güvenirdi. İnanarak, yürekten oynardı.

Ertan Öznur Ali Artuner ile ilgili bir anısını anısını şöyle nakleder:
“1970-1971 sezonu idi. Samsunspor ile deplasmanda oynuyorduk. Maç yağmur altında çok ağır bir zeminde tipik bir orta saha mücadelesi şeklinde geçiyordu. Saha ve hava şartlarının olumsuzluğundan her iki takım da istediği oyunu sahaya yansıtamıyor ve maç tam bir kör dövüşü şeklinde devam ediyordu. Devre 0-0 sona ermiş ikinci yarıda, aynı hava koşullarında ilk yarının adeta kopyası gibi sürüyordu. Oyunun sonu gelmiş hepimiz hakemin bu zevksiz maçı bitirmesini beklediğimiz bir anda, ceza sahamızın içindeki karambol de orta hakem Nevzat Tansuk’un tiz düdüğü ile irkildik. Tansuk penaltı noktasını göstermişti. Başta Koca Kaptan Gürsel ağabey olmak üzere hakemin etrafına sarmış, itiraz ediyorduk.
Tabi ki netice değişmemişti. Samsunspor kaptanı Temel topu almış kaybolmaya yüz tutmuş beyaz noktaya doğru yürümüştü. İnsiyaki bir hareketle Ali’ye doğru koştum. “ Temel penaltıyı daima sağına atar” diye yavaş bir sesle fısıldadım. Ali’de bana yavaş sesle, “penaltıyı kurtaracağım sen santra yuvarlağına doğru git” dedi. Ben sinirli el kol hareketleriyle “hakeme övgüler!…” yağdırarak santraya doğru yürümeye başladım. Sahadaki yirmi futbolcu bizim ceza sahamızın etrafını parsellemişler onların kalecileri de, atılacak golü yakından görebilmek için santra yuvarlağına yaklaşmıştı. Temel topa gelmiş vuruşunu yapmış ve Ali golü kurtarmıştı. Hepimiz sevinirken ikinci tiz düdük sesiyle bir kez daha şok oluyorduk. Hakem izahını dahi yapmadığı bir gerekçeyle penaltı atışını tekrarlatıyordu. Ali ikinci vuruşu da kurtardı ve eliyle topu bana attı. Topu aldım etrafımda kimse yoktu. Topla biraz yürüdüm, ileriye çıkan kalecinin üzerinden aşırtarak golü attım.”

Ali Artuner Göztepe’ye çok bağlıydı. Bu bağlığını dile getirdiği bu sözleri ise her zaman Göztepeliler’e gurur ve güç vermiştir:

“Biz efsane takım olarak İstanbul egemenliğine meydan okuduk. Üç büyükleri bize karşı savunma oynattık. Avrupa’ya açıldık. Bu kadroyla öyle büyük başarılar kazandık ki; İstanbul basınını İzmir’e getirttik. Büyük takımların transfer pazarı olduk. İsmimizi milli takıma kazıdık. Hepsinden önemlisi üç büyüklerin ve Avrupa takımlarının transfer tekliflerini geri çevirerek, o muhteşem birlikteliği sağladık ve tarih yazdık. Kimileri para kazandı ama biz; itibar kazandık.”

Yakalandığı amansız hastalık bir Sevgililer Günü’nde sevdiklerinden koparır onu . 14 Şubat 2001 tarihinde, hayata gözlerini yuman Ali Artuner Aşağı Narlıdere Mezarlığı’nda yatmaktadır. Narlıdere’de Abdül Batur başkanlığındaki Narlıdere Belediyesi’nin inşa ettiği statta adı yaşamaktadır. Dünya durdukça onun Göztepe sevgisi ve kalecilik hünerleri, mesleğine saygısı, sevgisi anılacak. O hep kalbimizde yaşayacaktır.

Işıklarda uyu “Sihirli Kedi” … Ruhun şad olsun “Moskova Panteri”…

Banner Content
Tags: , , , , , ,

Related Article