2024/03/19 at 8:30 AM
Banner Top

Acı haberi bir cenazede gazeteci dostumuz Çağlayan Bilgen’in babası Nasuh Bilgen’i sonsuzluğa uğurlarken, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’dan aldım. Havada Eylül’ün ötesinde bir sıcak, bir kasvet vardı. Güneş tepede parıl parıl parlıyordu.
Ama ben o an gökyüzünde bir yıldızın kaydığını gördüm. O yıldız Hasan Elidemir’di…
Gerçekten benim sevgili “kaptan”ım, bir dönem Türk Futbolu’nda yeni bir sayfa açan yıldızlar kuşağının ender temsilcilerinden biriydi.
Doğup büyüdüğü Eşrefpaşa topraklarından, İzmirspor formasını kuşanarak futbolun zirvesine, yıldız futbolcu mertebesine ulaşırken, aynı zamanda Ege Üniversitesi Diş Hekimliği’ni bitirip, Diş Hekimi olmuştu. Hem de öyle sıradan bir diş hekim değil. Diş hekimlerinin protosu…
Hem kendi muayehanesinde, hem de Eşrefpaşa Hastanesi’nde futbol dışındaki sanatını icra ederken, o seçkin hekimliğini, profesyonel bir uğraş olmaktan çok bir hayır hasanat işi olarak görmüştü, pek çok zaman. Altın gibi bir kalbi vardı. Bir o kadar da yufka yüreği… Kim isterse, ne koşulda olursa olsun yardımına koşardı.
Futbol hünerleri ise dönemin dışı cilalı, içi boş, milyon dolarlık sahte yıldızlarından çok çok ötedeydi. Sağ kanattan aktı mıydı, değme savunmacılar çaresizce arkasından baka kalır, kullandığı serbet vuruşlar, çektiği şutları kaleciler ancak ağlarda görürdü.
İzmirspor’da futboldaki hünerlerinin yanısıra adamlığı, liderliği ile kaptanlığa kadar yükselmişti. Bir yıldız gibi parlıyordu, yeşil çimler üzerinde… Parlak kariyeri onu dönemin transfer çılgını Antalyaspor’a kadar taşıdı. Yıldızlar kuşağının önemli temsilcilerinden biri o ince kara kuru Eşrefpaşa delikanlısı artık herkesin konuştuğu sağaçık Hasan’dı.
Futbol kariyerini noktaladıktan sonra da hem diş hekimliğini, hem de futbol yorumculuğunu birlikte sürdürdü. Göztepe’nin Dinç Bilgin’le çıktığı ilk A.Ş. serüveninde yöneticilik yaptı, bir dönem de Altay’da Nafiz Zorlu yönetiminde görev aldı. İki camianın önemli günlerinde deneyimleriyle, duruşuyla, adamlığıyla mücadeleye omuz verdi. Ama o hep İzmirsporlu kaldı. Yüreğindeki renkler her zaman “lacivert-beyaz” dı.
Futbol yorumculuğunda her zaman titizdi. Olayın teknik detaylarının yanısıra, saha dışındaki yaşanan yanlışlıklara, olumsuzluklara dayanamazdı. Dönemin üzerine toz kondurulmayan isimlerini, zaman zaman acımasızca eleştirirdi. Ama amacı asla hitap ettiğini kırmak değil, onun kendisini de aşan bir yıldız olmasına, öngörüleriyle destek olmaktı.
Ve bir dönem Ege TV’de Sait Gürsoy’la birlikte “Tam Saha” adlı programı yaptık, beraberce. Sarsılmaz dostluğumuzun yanında acı, tatlı bir çok anı biriktirdik. Bölge futboluna “Ege’nin ışıklı penceresi” nden ışık tutmaya çalıştık. Programın adı ise sevgili Osman Gençer’in isim babalığında Sait’in “SA” sı, Hasan’ın “HA” sını simgeleyen TAM SAHA olmuştu.
Yaşam acısıyla, tatlısıyla bizleri önüne katmış, akıp gidiyor. Kader ağlarını örüyor. Nerede, nasıl, neden? Önemli değil. Edilecek farklı kelamların artık hepsi boş. Söylenecek tek şey var:
O bir yıldızdı. Ve Türk Futbolu’ndan bir yıldız kaydı.

Banner Content
Tags: , , , , , , ,

Related Article