2024/03/19 at 5:15 AM
Banner Top

EYYAMA GEREK YOKTU

(SUAVİ YARDIMOĞLU YAZDI)

Güzel bir derbi izledik. Futbol süper kalite değil ama, küfür yok, heyecan çok. Ev sahibi jest yapmış. Maratonda güzel bir siyah beyazlı bir koro. Kapalı da Altınordu’nun çocukları ve beyaz saçlıları… Herkes kendi takımına bağırıyor. 35. dakika İzmir Marşı hep bir ağızdan söyleniyor. Maçın önemi iki takım için de kritik. Üstelik biri 1914 de öteki 1923’te kurulmuş, hangi ligde oldukları hiç önemli olmayan Türk Futbolu’nun iki köklü çınarı…
Ne var ki bunun farkında olmayan birileri var. Kimler mi? Sabri Bey’in MHK’sı…
Tek İzmir Derbisi’ne Erkan Engin’i atıyor, hakem kıtlığına kıran girmiş gibi… Erkan Engin… Sakarya Bölgesi hakemi… Son maçı Buca’nın Grubu’ndaki dip savaşçıları Anadolu Bağcılar ile 1461 Trabzon mücadelesi… Şubat ayında da 1-0 biten Altay – Boluspor karşılaşması…
Mesleği hanesinde yöneticilik yazıyor. Ortalığı eyyamcılıkla güzel idare ediyor, ama ne yazık ki maçı yönetemiyor.
Önce Marco’nun ceza alanı içinde Berkay Samancı’nin topuğuna arkadan yaptığı müdaheleyle, tamamen kendi hatasıyla yerde kalmasını süzemedi, uzaktan yakından alakası olmayan, çok ucuz bir penaltı verdi.
Ardından Altınordu atağında Altaylı savunmacının yerde topu dirseğiyle süpürmesini es geçti ve sonunda da uzatma dakikakalarında Altay’ın buz gibi golünü yedi.
Erce yere düşerken hiç bir Altaylı futbolcunun müdahelesi yoktu. Bilakis 35 numaralı Enes Sığırcı altına girdi. Hakem Erce’nin düşüşüne aldandı, belki de tehlikeli bir durum zannıyla hemen faulu verdi. Nasıl olsa altı pas içinde kalecinin dokunulmazlığı var. Ver faulu sıyrıl işin içinden…
Oysa biraz beklese pozisyon devam edecek ve Altay’ın golünü verdikten sonra futbolcunun tedavisine bol bol zaman ayırabilecekti.
Türk hakemliğinin yeni umudu Sabri Bey, Apartman yöneticisi Sabri Bey gibi Türk futbolunu yönetmeye çalışıyor. Onlar unutup geçiyor, ertesi hafta yeni ufuklara yelken açıyor. Ama olan takımlara, onca harcanan emeklere oluyor. Bırakın futbolu futbolcular oynasın, sahada kim hakediyorsa o kazansın. Bu derbi bu kadar ucuz mu? Bu maçın altından kalkamayacağı hem fizik hem de kimyasından belil bir hakemi atamak herşeyden öte İzmir’e saygısızlık..
Maça gelince Altınordu özellikle ikinci yarıdaki etkili baskılı futboluyla ve gençlik enerjisi ile üç puanı cebine koymasını bildi. Teknik Direktör Hüseyin Eroğlu tıkanan oyunu Okan Derici hamlesi ile açmasını bildi. Ligin ilk yarısında Karabükspor maçında gol attıktan sonra sakatlanıp oyundan çıkmak zorunda kalan Enes Kubat, Altay karşısında da aynı kaderi yaşadı ve golden sonra sakatlanarak 28. dakikada yerini Atakan Üner’e bıraktı.
Muhammet Mert ve Alican Özfesli Altınordu’da dikkat çeken isimlerdi.
Altay’da ise gençler ışıl ışıldı. Murat Uslu, Ulaş Zengin ve özellikle Özgür Özkaya… Özgür’ün nefis futbolunu 32. dakikada golle taçlandırmasını Erce’nin nefis kurtarışı önledi. Ama bu gençleri görünce Altay adına umudum arttı.
Marco tilki gibi kurnaz bir golcü. Nerede duracağını, ne zaman ve nasıl topa vuracağını çok iyi biliyor. 25 gole boşuna ulaşmadığı her halinden belli. Ne var ki ikinci yarıda hızlı ve dinamik A.Ordu savunmacıları karşısında doğaldır ki ağır kaldı. Yine doğaldır ki Sait Hoca 1.Lig’in gelmiş geçmiş en golcü yabancısını kenara çekmek istemedi. Bu da Altay’ın gol gücünü düşürdü. 71. dakikada oyuna giren İbrahim Akın ve 87’de oyuna dahil olan Furkan Deniz için süre yeterli değildi. Bir parantez de Tavares’e açmalı Altay’ın orta alanını hemen her maçta çalışkanlığını ile dolduran Yeşil Burun Adalı futbolcu bu maçta da çok çalıştı, genç Altınordulular’ın Altay birinci bölgesine akmasını önleyen bir tıkaç gibiydi. Bir de Putsila neyse ama, Altay bu maçta Kappel’i çok aradı.
Maçın galibi Altınordu iddiasını sürdürmesini sağlayacak, istediği 3 puanı aldı. Play Off yarışından kopmadı. Altay ise bu pırıl pırıl gelecek vaad eden ekibi ve başındaki kendi çocuğu Sait hocasıyla gönüllerin play off’unda yerini çoktan ayırttı.

Bir dönem birlikte de çalışan iki kıymetli İzmirli teknik adamın dostça mücadelesi ve tribünlerde (916’sı Altaylı) toplam 1.880 seyirci İzmir’e yakıştı.
Ama bu güzel derbide MHK tarafından özenle seçilmediği her halinden belli olan, hakem kardeşin eyyamlarına gerek yoktu.

Banner Content
Tags: , , , , , , , ,

Related Article