Kendi evinde misafir
İzmir’deki stat garabeti yüzünden son yıllardaki en ilginç karşılaşmalardan biri oynandı, Menemen İlçe Stadı’nda…
Atatürk Stadı’nda beklenen ambiansı bir türlü yakalayamayan Altay’ın Menemen’e göç etmesinden sonra, fikstüre göre Altay ev sahibi, Menemenspor ise konuk takım kimliğindeydi.
Yani Ekol Göz Menemenspor “kendi evinde misafir” olmuştu.
Ama sahadaki görünüm hiç de öyle değildi. Bu statta onca güçlü rakibin arasından sıyrılıp, doğrudan terfi ettiği 1. Lig’de emekleme dönemini yaşayan sarı lacivertli ekip, bu maçta ayağa kalkmış hem de koşmaya başlamıştı.
Efendim; “Kaleci hatalıydı”… “Rövaşata ofsayt değildi”… “Çok gol kaçtı”… “Yerden kalkmadılar”… Tüm bunları geçelim.
Menemenspor kağıt üzerinde değil, gerçekteki saha avantajını iyi kullanıp, açık tribündeki az sayıdaki taraftarının önünde, hakettiği bir galibiyet aldı. Futbol hatalar oyunu, hataları telafi etmek de bu oyunun en önemli kuralı. Altay kaleci hatasından (tabi rakip açıklara o kanatta cirit atttırıp orta yaptıranların kabahatini saymazsak) yediği golü bir türlü çıkaramazken, Menemenspor maç boyunca müthiş bir mücadele ortaya koydu. Çok iyi alan daraltıp başta ileride Marco olmak üzere Altay’ın orta alanındaki teknik kramponlara da nefes aldırmadı, Kappel’in önünü tıkadı. Etkili kontralarının da semeresini santrası bile yapılmayan 2.gol ile gördü.
Diyeceksiniz ki, çok yere yattılar. Hakem de bunları hoşgörü ile karşıladı.
Şimdi eğri oturalım, doğru konuşalım. Bu ligde vakit geçirme yönetimine başvurmayan tek takım Altınordu. Onların da durumu ortada.
Sen onca teknik futbolcuya sahip bir takımken, bir sağdan bir soldan habire top şişirip durursan, Marco gibi bir gol ayağını topsuz koşular ve taktik varyasyonlarla gol alanlarına deplase edemezsen, yazgını da kendin yazmış olursun.
Şimdi iğneyi Ekol Göz Menemenspor’a, çuvaldızı Büyük Altay’a batıralım…
Öncelikle, Federasyon cephesinde bir sakıncası yoksa, bir maçlığına tekrar Atatürk’e dönmek mümkün değil miydi? Menemenspor’u alışık olduğu bir zemin ve ortamda oynatmak bize göre büyük bir hataydı. Evet, Atatürk’ün ambiansı kötü Altay’a avantaj sağlamıyor, ama, hiç olmazsa bu maçlığına en azından Menemenspor da bu avantajı kullanamayacaktı.
Saha içinde hırstan yoksun, özgüveni tavan yapmış, large bir takım. Ona karşın sahada basmadık bir yer bırakmayan, bu karşılaşmaya özel bir önemle hazırlanmış, hırs küpü bir ekip…
Hani formaları ismi, unutsanız; şampiyonluğa oynayan takım, “Bu değil öbürü” diyeceksiniz.
Altınordu maçının ve ligdeki hızlı tırmanışın rehaveti Altay’ı esir almış belli ki.
Saha içinde Altay baskısını atlattıktan sonra ilk yarıda oyunun kontrolühü ele alan Menemen takımı bu sinyalleri verirken, teknik heyet bize göre daha ilk yarım saatte başta Anton olmak üzere, kaytaranlara, ya da rakibin etkili alan paylaşımı arasında kaybolanlara kemendi atmalıydı. Ali ve Çeçenoğlu fırsatları harcamasaydı tabela daha ilk yarıdan Altay için kabus olacaktı.
Teknik heyet bizce Altay’a hırs getirecek, takımın üzerindeki ölü toprağını atacak, mini bir operasyona gitmeliydi. Menemen golü bulmadan önce tıkanan Altay’ın çözümsüzlüğüne çözüm üretecek hamleler yapılmalıydı.
Marco’nun getirip “al da at” dediği pozisyon başta olmak üzere sürekli top ezen ve yan top yapan Anton’ı Leandirinho ile 85. dakikada değiştirmenin bir tek yorumu vardı:
“Atı alan Üsküdar’ı geçti”
Gelelim 1. gole ve Emre Koyuncu’ya… Maçın ardından bazı taraftarlar hiç de hoş olmayan bir şekilde, amiyane tabirle Emre’ye “sallan”dı. Ancak gözden kaçırdıkları bir nokta vardı. Gol de sadece Emre’nin suçu yoktu. Taşkın Çalış, idmanda çalışırcasına rahat bir şandel orta yaparken, Ercan Coşkun bizler gibi seyreden üç Altaylı’nın arasından geçip, kafayı vururken tüm kabahati Emre’ye yüklemek hangi vicdana sığar? Doğrusu merak ediyoruz.
Ha bu durum, Altay’ın şampiyonluk yolunda yürümek istiyorsa, “ara transferde deneyimli bir file bekçisi transfer etmesi gerektiği ” gerçeğini değiştirmez. Ama şu andaki mevcut kalecileri de moral olarak çökertmek, Altay’ın değil rakiplerin işine yarar. Bu da bizden hatırlatması.
Özetle; Altay, “kendi evinde misafir” olan Menemenspor karşısında “sıfır” çekerken, şampiyonluk yarışında sadece istim kesti. En azından puan yabancıya gitmedi. Hatalarından ders alıp, şampiyonluğun ciddi bir iş olduğunu daha iyi kavrayan bir Altay’ın, her türlü engeli aşarak mutlu sona ulaşacağına inanıyoruz.
Bu defter burada kapandı. Önümüzdeki maçlara bakalım.